Yaz ayları birçok belediye için sözleşme yenileme tarihlerine denk geliyor. On binlerce işçi seçimlerin ardından gözlerini yeni belediye yönetimlerine dikerken sözleşmelere dair beklentiler de arttı. Yazı boyunca sizlerle Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinin genel hatlarını ve işçilerin beklentilerini paylaşacağım.
Maltepe Belediyesi, dış temizlik işçileriyle gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde işçiler, ekonominin genel gidişatından memnun olmasa da yeni belediye yönetiminden umutlu. Maltepe Belediyesi işçileri geçtiğimiz aylarda, örgütlü oldukları DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube ile Maltepe Belediyesi yönetimi arasındaki görüşmeler sonucunda ek protokol imzalamış, küçük de olsa ücretlerine bir iyileştirme almıştı.
Birçok belediye seçimleri gerekçe göstererek ek zam yapmaktan kaçınsa da Maltepe Belediyesi işçileri TİS sürecine ek protokol avantajıyla girdi. İstanbul anadolu yakasındaki TİS süreçlerinin, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) tarafından olabildiğince merkezi kararlarla sürdürülmeye çalışıldığı, TİS sürecinden bütün belediyelere aynı sözleşmenin dayatıldığı biliniyor. Örneğin Kartal Belediyesi’nin bağlanabilecek en düşük zamla geçiştirilmesi, daha sonra diğer belediyelerin bir iki küçük artıyla sonlandırılması ve son olarak Kadıköy Belediyesi’nin bir iki kalem daha yükseltilerek bitirilmesi uzun zamandır denenen bir strateji. Ancak ek protokol sürecinde bütçesi en yüksek olan belediyelerden Kadıköy Belediyesi, işçilerin ek zam taleplerini görmezden geldi ve Kadıköy Belediyesi işçileri içerisinde ücretlerin düşüklüğüne dair tartışmalar arttı. Bu süreçte tüm belediyelerde ortak bir yol izlemek isteyen SODEMSEN’in bazı yol kazaları geçirebileceğinin ilk işaretleri de böylece ortaya çıktı.
"TASARRUF" DAYATMASI LOKAL DİRENİŞLERE ÇARPABİLİR
Hem belediye başkanlarının kişisel tutumları hem işçilerin örgütlülük düzeyleri ve deneyimleri hem de işçilerin bağlı oldukları sendika şubelerinin, genel merkezlerinin tutumu, evdeki hesabın çarşıya uymamasını sağlayacak gibi. Kısaca belediye yönetimlerinin birlikte hareket ederek tasarruf dayatalım dedikleri ücretler lokal direnişlere çarpabilir. Uzun yıllardır CHP’de olan Kadıköy Belediyesi’nin bu ay fazla mesai ücretlerini yatırmaması, belediye kasasının her giden belediye başkanı tarafından boşaltıldığı iddiasını işçiler içerisinde tartışılır hale getirdi. Kadıköy Belediyesi işçileri, belediyenin mesaileri ödemeyerek, TİS’e hazırlık yaptığını da ifade ediyorlar. Mesaileri ödemeyerek, bütçenin yetmediği bu nedenle fazla zam yapılamayacağına dair bir algı oluşturulduğu da işçiler içinde konuşuluyor. Yoksulluk sınırının 60 bini geçtiği koşullarda işçilerin sessizce beklemesini istemek elbette hem adil değil hem de mümkün değil. Bu tartışmaların nasıl evrileceğini, sendika şubelerinin nasıl tutum alacağını birlikte göreceğiz.
"TALEPLERİMİZİ KARŞILAMASALAR BİLE ARKASINDA DURABİLİRLER"
Diğer yandan her belediyede ana sorun ekonomi olsa da lokal birçok sorun bunu izliyor. Örneğin araçların bakımının yapılmaması, kıyafetlerin geç dağıtılması, promosyon süreçlerinin her belediyede farklı bir durumda olması da işçiler içinde tartışılıyor. İşçiler çoğunlukla tüm bu sorunları ekonomi başlığından sonra ele alıyor. Önce ücretlerde ciddi bir artış istiyorlar. Bu nedenle TİS sürecinin şeffaf, işçilerle birlikte sürdürülmesini, işçilerle karar alınmasını istiyorlar. Maltepe Belediyesi’nde TİS sürecine dair beklentilerini sorduğumuz işçiler, sendika tarafından taslağa dair fikirlerinin alındığını, talep formları doldurduklarını, her TİS görüşmesinden sonra bilgilendirme yapıldığını söylüyorlar. Geçmişte grev deneyimi de olan Maltepe Belediyesi işçileri, belediye yönetiminin işçilerin taleplerini karşılamada daha fazla sorumluluk alması gerektiğini söylüyorlar. Çünkü birçok belediye söz konusu ücretler olduğunda; yasal düzenlemelerin, tasarruf politikalarının, belediye bütçelerinin arkasına saklanıyor. Bu nedenle işçilerin ‘Belediye, taleplerimizi çözemese bile bu taleplerin arkasında durabilir.” beklentisi oldukça anlamlı. İşçiler “Belediye yönetimleri, iktidara karşı bu talepleri savunabilir, kadro düzenlemesi için işçilerle birlikte mücadele edebilir” diyor. Ama diğer taraftan daha temkinli konuşan ve belediyelerin haklarını vermeyeceğini söyleyen işçilerin sayısı da az değil.
İşçiler sendikal bölünmeye karşı da tetikteler. Bu nedenle “TİS’i kazanmak için ne yapmalısınız??” diye sorduğumuz “O sendika bu sendika derken bizi bölüyorlar, sendikal bölünmeye karşı da mücadele etmeliyiz.” Diye yanıt veriyorlar. Sendikal bölünmeye karşı mücadeleye dair bu kadar net bir tartışma yürütüyor olmalarını, yetki sürecinde sendikaları Genel-İş’in örgütlü olduğu bir alanda Belediye-İş’in örgütlenme çabasının çok canlı bir tartışmaya neden olmasına bağlıyorum. İşçilerin çoğunluğu Belediye-İş’in bu hamlesini işçiler içindeki birliği bölmeye dönük olduğunu tartışmıştı. Yaklaşık 3 ay boyunca birçok işçi bu iki sendika arasındaki farkı veya şubelerinin sendikal anlayışlarını tartışacak bir zemin buldular. DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube’nin kazandığı yetkiden sonra tartışmalar kesilmiş, gözler yeniden TİS sürecine çevrilmişti.
“ENFLASYONA DİRENECEK BİR TİS MÜMKÜN MÜ??”
TİS sürecinde belediye yönetimleri ve SODEMSEN ücret maddelerini sona bırakırken, işçiler de açıklandıktan 3 ay sonra ek protokol talep etmek zorunda olmayacakları bir sözleşme istiyor. CHP’li belediyeler, birçok yeni belediye kazandıkları ve Genel-İş ve Belediye-İş’e bu belediyelerde örgütlenme alanı açabilecekleri için, Genel-İş ve Belediye-İş’in genel merkezlerinin sözleşme süreçlerinde kendisini zorlamamasını bekliyor. Ancak işçiler kendi aldıkları ücrete bakıyor, sendikalarla, siyasi partilerin genel merkezleri arasındaki pazarlığa dahil olmuyorlar.
YENİ BAŞKANLAR İNİSİYATİFİ YA İŞÇİDEN YANA KULLANACAK YA GREVLE KARŞILAŞACAK
Enflasyon zammı için TÜİK’in açıkladığı enflasyon baz alınırsa ek protokole kapı aralanacağını işçiler de biliyor. Çünkü TÜİK gerçek enflasyonun çok altında bir değer açıklıyor. Bu nedenle ağustos sonunda TİS süreçlerinde bir tıkanma yaşanırsa bu işçilerin insanca yaşama isteğinden kaynaklanacaktır. TİS’ler ücret maddelerinde tıkanacaktır ya da burada çözülecektir. Belediye yönetimleri ya (varsa) inisiyatiflerini işçilerden yana kullanacak ya da (SODEMSEN dışında bir inisiyatifleri yoksa) seçildikten 3-5 ay sonra grevle karşılaşacaklar. Daha önceki deneyimlerimiz de gösteriyor ki belediye işçileri değişmez denilen çok fazla sözleşmeyi değiştirdi. “Bir kuruş daha veremeyiz” diyen belediyelerde, “Bu işçiler AKP’ye çalışıyor” diyen belediye başkanları da işçilerden öğrendi. Hem örgütlülük düzeylerinin farkı hem yerel seçimlerin özgünlüğü ve oluşan tablo hem de ekonominin hali TİS sürecini daha kırılgan hale getiriyor. Yerel seçimlerde birinci parti olan CHP yerellerdeki iktidarının ilk ciddi sınavını verecek gibi gözüküyor.
ÇALIŞMA HAYATINDAN SAYFASINI